İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Vücudunuz bahara hazır mı?

 

Bahar geldi doğada çiçekler açtı derken yaz kapıya geldi dayandı. Bu dönemde doğa değişirken bize de vücudu ve bağışıklık sistemimizi bahar moduna alma konusunda işaret veriyor. Peki, bu konuda destek verecek doğal kaynaklar neler? Nasıl beslenmelisiniz?

Uzman Diyetisyen Nilay Arpacı

İlkbahar geldi de geçiyor bile. Her mevsim geçişlerinde olduğu gibi vücudumuz uyum sağlamakta zorlanma belirtileri gösterebilir. Peki, mevsime uyumumuzu kolaylaştıracak beslenme önerileri nelerdir? Şimdi baharın tam ortasındayız. Bahar geldi doğada çiçekler açtı derken yaz kapıya geldi dayandı. Bu dönemde doğa değişirken bize de . Peki, bu konuda destek verecek doğal kaynaklar neler? Uzman Diyetisyen Nilay Keçeci Arpacı bahar aylarında sağlığımızı koruyacak ve vücut enerjimizi artıracak beslenme önerilerini sıralıyor: Herkesin dönem dönem metabolizmasında yavaşlamalar olur. Özellikle mevsim geçişlerinde bu durum daha sık gözlemlenebilir. Bu nedenle metabolizmayı daha yavaşlatabilecek yiyeceklerden bu dönemde uzak durmak gerekir. Örneğin vücudunuzu susuz bırakmayın. Su içeriği yüksek salatalık gibi besinleri tercih edin.

‘Metabolizmayı Yavaşlatan

Şeylerden Uzak Durun’

Tuz fazla tüketmeyin; ama tuz kullanacaksanız da seçiminiz iyotlu tuz olsun. İyotsuz tuz kullanmayın. Katı ve tek tip beslenme içerikli diyetlerden uzak durun. Yeterli ve dengeli beslenmezseniz metabolizmanız yavaşlar. her şeyin fazlası zarar olduğunu unutmayın. Rafine şeker, laktoz, pirinç, makarna, işlenmiş etler, kızarmış sebzeler, dondurulmuş gıdalar, aşırı kafein, şerbetli tatlılar, tuzlu atıştırmalıklar bunların hepsi fazla tüketildiği takdirde metabolizmanızı yavaşlatabilir.

‘Günde En Az 5 Farklı Besin Tüket’

Sağlıklı bir yaşam için çeşitli beslenmenin önemi tartışılmaz bir gerçek. Dengeli ve yeterli beslenme planımız her çeşit temel besin öğesini içermelidir. Kısacası protein, yağ, karbonhidrat, vitamin ve mineraller beslenme planınızda sıklıkla yer almalıdır. Bu besinlerin görevi, vücudumuzun fonksiyonlarını yerine getirebilmesi için gerekli olan enerjiyi sağlamaktır. Ve her birinin de farklı fonksiyonlara etki ettiği düşünüldüğünde besin çeşitliliğinin önemini bu noktada anlıyoruz. Sabah, öğle, akşam ve ara öğünlerinde bu besin gruplarındaki besinlerden tüketmek hem genel sağlığımız hem de günlük enerjimiz için gereklidir.

‘Doymak İçin Yeme Sağlık İçin Ye!’

Havalar ısındıkça daha çok hareket edip ve daha çok enerji harcarız. Bu da daha sık acıkma ve daha çok yeme davranışına dönüşebilir. Karnınız acıktığında ve enerji lazım olduğunda “ne bulursam yerim yeter ki karnım doysun” düşüncesinde olmayın.  Enerji verirken aynı zamanda sağlığınıza sağlık katacak besinleri tercih edin. Çünkü açlığınızı giderip, kısa süreli enerji veren gıdalar yine sizi aynı hızla acıktıracaktır. Bu da fazla kalori ve kilo alma ile size geri dönebilecektir. Daha uzun süre tok tutacak yumurta, yulaf gibi besinler beslenme planınızda daha çok yer alsın. Ara öğün tüketmeye dikkat ederseniz ani açlık krizleri yaşanmayacak duruma gelir. Genel olarak yeme farkındalığında olun. Yavaş, dikkatli ve seçici beslenme tarzını benimseyin. Küçük lokmalarla yemek yiyin ve yemeklerin tadının, aromasının farkına varmaya çalışın. Yemeklerinizi yerken iyi çiğneyin. Her besinin tadını iyice hissedin ve doyma hissine ulaşın. Ve mümkünse yemek yerken çevrenizdeki herhangi bir kişi ya da bir şey ile iletişimde olmayın ve sadece yemek yemeye vakit ayırın.

‘Bahar Yorgunluğuna Karşı Bol Su Ve Kaliteli Uyku’

Bahar aylarında sıvı tüketimi kişiden kişiye değişse de ortalama 2 litre kadar olmalıdır. Az su tüketilmesi metabolizma hızını etkiler ve bu sizi kilo alma ile karşı karşıya bırakabilir. Yine günlük sıvı ihtiyacının karşılanmaması günlük enerjiyi de etkiler. Vücut susuz kaldığı için gün içerisinde kendinizi yorgun ve halsiz hissedebilirsiniz. Bunun için diğer içilen sıvılar dikkate alınmadan su tüketimi 2 litre kadar olmasına dikkat edin. Su kadar düzenli ve kaliteli uyku da aynı şekilde vücudumuzu etkiler. Kaliteli ve düzenli uyku; organlarımızı, metabolizmayı, bağışıklık sistemini, büyüme ve gelişme hormonlarını etkiler.